MASUMİYET

Ne de güzeldir,sabahın ilk saatleri...
Şehir sessiz,huzurlu,
Sanki,günün koşturmacısına hazırlık yapar gibi...
Yavaş yavaş pencereler açılır.
Sokaklar da,arabalar
Evden iş için çıkan,okul'a gitmek için hazırlanan çocuklar.
Ya da sabaha kadar uyumayan ,gece den beslenen taksiciler,çöpçüler,yazarlar,müzik adamları
Eve dönüşü..
Tıpkı,insanın içi ile dışı gibi...
            Ne kadar kapalı kutu dersin,
Peki bilirmisin ki,O insanın içi sevgi'yle ,anlayışla,fedakarlıkla,dostlukla,neşe'yle dopdolu bir kutu.
Nabza göre şerbet veriyordur.
Kalkandır belki de,o kapalı kutu
Kendini koruma amaçlı.
Değerini bilene sımsıcak,bilmeyene buzzzz keser
   Ya da tam tersi çok mutlu ,huzurlu gibi görünür..
İçin de bastırılmış duygular,mutsuzluk,hüzün vardır.
Çevresindekiler üç maymun oynar susar..
Kişi de,hüznü sakladığını zanneder ve her şey çok güzel gidiyor gibi bir de akıl verir..
İntihar edercesine yorumlar yapar.Acısını dindirmek için ..
Karşısındaki oyunu bozar.Gerçeklerle  o insanı yüzleştirince o kişinin yıkımı başlar.
Oysa ki,mış gibi yapmıştı.
Ama olmamıştı..
     Hiç sahte mutlulukla,gerçek mutluluk birbirinden ayırt edilmez mi ?
Unutmayalım,Kimse kimseyi yargılayacak kadar masum değildir.Cemal SÜREYA
    İçimizdeki,nefretin dışımıza değil,
Yüreğimizdeki sevginin,yüzümüze gözlerimize ve sözlerimize yansıdığı nice güzel günlere...

Yorumlar

Popüler Yayınlar